Türkiye’de Girişimcilik

İçine doğduğumuz toplumun ve ailemizin sosyokültürel ve ekonomik özellikleri; bizi çocukluk yaşlarımızdan itibaren etkileyip kişiliğimizin şekillenmesinde önemli rol oynar. Risk alma eğilimimiz de bu doğrultuda gelişip, aldığımız risklerin sonuçlarını değerlendirmemizde bize yardımcı olur. Bu bazen bizi doğru kararlar alıp istediğimiz sonuçlara, bazen de hiç istemediğimiz sonuçlara götürür. Girişimcilik de az ya da çok herkesin içinde bulunan risk algılamasından meydana gelen bir durumdur. Sadece iş konusunda değil, her konuda girişimci olmak insanlara faydalı ve zararlı sonuçlar oluşturabilir. Şöyle bir örnekle açıklayayım; Ahmet ve Mehmet ikisi de yüksek öğretim görmüş ve çalışmak istemektedir.
 Ahmet okul bittikten sonra çeşitli eğitim ve sertifika programlarına giderek iş arayan rakipleri arasında daha avantajlı duruma gelmek için belirli miktarda zaman ve para harcamış iş görüşmelerine giderek istediği kriterlerde bir iş aramaktadır.
Mehmet ise kendi işini kurmak isteyip, bu doğrultuda devlet ve vakıf desteklerini araştırmaktadır, iş görüşmelerine gitmemektedir.
İkisi için de çeşitli riskler mevcuttur;
Ahmet; Kısa sürede istediği işi bulabilecek mi? Maaşı yeterli olacak mı? Başka bir yere taşınması gerekecek mi? Vs. riskleri var
Mehmet; Girişimi başarılı olacak mı? Piyasa tecrübesi yeterli mi? Piyasadaki riskler neler? Elde edeceği gelir yeterli olacak mı? Vs. riskleri var *
Şimdi kendinizi önce Ahmet'in sonra da Mehmet'in ebeveyni olarak düşünün. Sanırım Ahmet için değil de Mehmet için endişelenirdiniz. İşte benim çevremde gördüğüm Mehmet için endişelenen ve başarısız olabilir diye düşünen insanların daha fazla olduğudur. Bu bizim toplumun genel olarak girişimciliğe olan mesafesini göstermektedir. 
Tabii ki bu yaklaşımın altı boş değildir, hepimizin hafızasında başarısız girişimlerin sonuçları üzerine birkaç hikâye vardır. O yüzden Ahmet işe girsin, her ay maaşını düzenli alsın etliye tuzluya karışmasın diye düşünmek ayıplanamaz. 
Benim bu yazıda altını çizmek istediğim; böyle bir yaklaşım her zaman doğru değildir. Sonuçta başarılı girişimler de vardır. Girişim adına her türlü düşünceye soğuk yaklaşmaktansa, Mehmet'in yetenekleri uygunsa ve bu konuda isteği de varsa küçük riskler çerçevesinde destekleyici olmak gerektiğidir. Çünkü eğer Mehmet başarırsa hem istediği bir işin sahibi olarak mesleki tatmin sağlayacak hem de başka kişilere istihdam sağlayabilir duruma gelebilecektir. Çünkü girişim konusunda gerçekten başarılı insanlar çıkarabilmekteyiz ve devlet de yeni girişimcilere çeşitli destek, eğitim ve danışmanlık olanakları vermektedir.
Bir diğer önemli nokta da bölgemizdeki girişimlerin toplumdan destek görmesi konusudur. Tabii ki herkesten girişimci olmasını bekleyemeyiz fakat şunu bekleyebiliriz; herkes bölgesindeki işletmelerden alışveriş yapmaya istekli davranmalıdır, kendi bölgesindeki restoranlardan yemek yemeli, yakın marketten bakkaldan alışveriş etmeli, giysisini ayakkabısını kendi bölgesinde hizmet veren mağazadan satın almalıdır. Böylece hem kişisel girişimleri desteklemiş oluruz hem de gelirin bölgemizde kalmasını dolaylı olarak bize geri dönmesine olanak sağlamış oluruz.
Daha mutlu, daha huzurlu sevdiklerinizle sıkıntılardan uzak bir yıl dilerim.  
*(Mehmet için kuruluş sermayesi, makine teçhizat ve kira konularını risk olarak belirtmedim çünkü Kosgeb in bu konuda ciddi destekleri var, ilgilenenler iletişime geçerlerse şahsen yardımcı olabilirim)