İzmir'in Aliağa ilçesinde bulunun ve Gemi Geri Dönüşüm tesislerinde, geçen yıl rekor kırılırken sökülen gemilerden 900 bin tonun üzerinde hurda elde edildi.
İzmir'in Aliağa İlçesi'nde bulunun ve 22 şirketin faaliyet gösterdiği Gemi Geri Dönüşüm tesislerinde, geçen yıl rekor kırılırken sökülen gemilerden 900 bin tonun üzerinde hurda elde edildi. Yine bu gemilerdeki, yakıt ve diğer atıklar da, fabrikalarda üretim amaçlı enerji olarak kullanıldı. 2 bin 500 kişiye iş imkanı sağlayan, yılda 320 geminin sökümünün yapılarak önemli ekonomik getirisi olan tesislerde, son üç ayda yaşanan kriz önemli gerilemeye neden oldu. Çin'in kütük demiri düşük fiyattan dünya piyasasına sürmesiyle zorluk yaşayan şirketlerin, Avrupa ülkelerinin savunma bakanlıklarıyla görüşüp hurda savaş gemilerini almaya başlayarak B planına geçtiklerini söyleyen Gemi Geri Dönüşüm Sanayiciler Derneği Başkanı Adem Şimşek, Önümüzdeki yıl devreye girmesini beklediğimiz Honkong konvansiyonuna göre, AB bayrağı taşıyan gemiler, bizim tesislerden başka yerde sökülemeyecek. Bu da bizim için çok önemli biri adım olacak dedi.
Avrupa'daki birkaç küçük tesis dışında, gemi sökümü yapılan tek ve en büyük yer durumunda bulunan Aliağa'daki gemi geri dönüşüm tesisleri, 2008 yılından itibaren önemli bir gelişme sağladı. Özellikle İstanbul'da bulunan dernek merkezinin Aliağa'ya 2002 yılında taşınmasının ardından yeni bir yönetim anlayışı geliştirildi. Zaman içerisinde 22 şirketin de, çeşitli kurumların belirlediği kuralların yanı sıra, kendi şartlarını da belirledi. İş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesinden, gemilerin ne şartlarda kıyıya çıkartılmasına kadar tüm şartlar, tek tek belirlendi.
GEMİ SADECE METAL OLARAK KIYIYA ÇIKABİLİYOR
Tesislere söküm için çeşitli ülkelerden getirilen gemiler, kıyıya çıkartılmadan önce belli denetimlerden geçirmeye başladı. Gemiler, Sahil güvenlik, gümrük muhafaza, kıyı sağlığı ve emniyeti ile Aliağa liman müdürlüğünün yanı sıra dernek görevlilerinin de katıldığı bir heyetin, açıkta kendi konularıyla ilgili araştırma yapıp verdikleri onayla, ancak tesislere kabul edilme şartı getirildi. Denetimin ikinci aşamasında ise, dernekteki uzman heyet, gemide asbest gibi, katı ve sıvı atık ile diğer kimyasal maddelerin bulunduğu yerleri tek tek belirlemeye başladı. Denetimin son aşamasında da, gemideki, bu tehlikeli maddeler ya da çimento fabrikaları gibi tesislerde enerji kaynağı olarak kullanılacak katı ve sıvı atıkları korumalı alanlara aldı. Bu aşamalardan geçen gemilerin ise, sadece metal bölümleri kalmış şekilde kıyıya çıkartıldığı öğrenildi.
GEÇEN YILI REKOR KIRILDI
Alınan bu sıkı önlemlerin yanı sıra uluslararası ekonomik ortamdaki olumlu havadan dolayı, gemi geri dönüşüm sanayicileri, özellikle son yıllarda önemli atılımlar yaptı. Geçen yıl, Aliağa'ya getirilen 320 gemi 22 şirketten aktif olarak çalışan 18'inde söküldü. Bundan da 900 bin tonun üzerinde hurda metal elde edildi. Bunun yanı sıra yine çeşitli fabrikalarda kullanılmak üzere atık yakıt gibi malzemelerde yine elde edildi. Ayrıca gemilerden çıkan malzemeler de, gerek deniz meraklılarına antika olarak, gerekse de iç piyasadaki küçük gemilere yedek parça olarak pazarlandı. Ancak bu yılın ilk aylarında iyi giden rakamlar özellikle son üç ayda yaşanan ekonomik durgunlukla biranda gerilere düştü. Bunun en önemli nedenlerinden birinin ise Çin'in Demir Çelik fabrikalarına hazır olarak kütük demirleri düşük fiyattan vermesi oldu. Çin'in bu atağına karşılık Türkiye dışında gemi geri dönüşüm şirketlerinin yoğun olarak bulunduğu ve işçi maliyetlerinin daha düşük olduğu Pakistan, Hindistan ile Bangladeş'in, hurda parçalar için fiyat düşürmesi de önemli etkenlerden birisi oldu.
B PLANINA GEÇİLDİ
Bu gelişmeler üzerine yabancı şirketlerle rekabette zorlanan Türk firmaları, hem kazançlarında hem de ürettikleri hurdalarda, son üç aylık dönemle önemli zarara uğradı. Yüzde 45'i bulan bu gerilemede, geçen yıl 900 bin ton olan hurda üretimi, bu yılın 11 aylık döneminde, 530 bin tonda, sökülen 320 gemi rakamı ise, 130'larda kaldı. Tesislerde çalışan sayısı ise, 2 bin 500'lerden 700'lere kadar indi. Bu kötü gerileme üzerine, Türk şirketleri, B planlarını devreye soktu. Bunun içinde Avrupa Birliği ülkelerinin savunma bakanlıklarıyla temasa geçildi ve buralardan hurda savaş gemileri alınmaya başlandı. Halen Almanya, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerden getirilen hurda savaş gemilerinin de yine Aliağa tesislerinde sökümlerine başlandığı açıklandı.
HONKONG KONVANSİYONU ÖNEMLİ BİR ADIM
Bu yıl yaşanan kötü gidişi durdurmak için önemli temaslarda bulunan, Türkiye Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanlığının yanı sıra Uluslararası Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanlığı'nı da yürüten Adem Şimşek, var olan B planının kendileri için yeterli olmadığını anlattı. Sektörle ilgili bilgiler veren Şimşek, Dünyada kriz var. Üç ay önce bizi de vurdu. İstatistiklere yaptığım zaman yaklaşık Türkiye olarak yüzde 45 gibi bir gerileme söz konusu. Çin'in dünyaya damping ürün olarak çıkardığı kütük demiri satması hurda fiyatlarının düşmesine neden oldu. Burada 22 firmayız, bu gerilemeden dolayı maalesef işçi arkadaşlarımızı çıkarmak zorunda kaldık. Geçen sene ulaştığımız rakamlara çıkmamız mümkün değil bu yıl. Demir Çelik fabrikaları, fiyatlarını düşürdü. Benim ve arkadaşlarımın 350 dolardan aldığım işçi maliyetiyle bana 400 dolara mal olan hurdayı, Demir Çelik firmaları, 300 dolara kadar indirdi. Sürekli bir eksi durumunda bulunuyoruz. Bizler zaten Demir Çelik fabrikalarının yüzde 3 ya da 5 gibi bir oranını karşılıyoruz. Bunun için B planını devreye koyduk ve ülkelerin savunma bakanlıklarından savaş gemilerini aldık. Benim de, Almanya ve Hollanda'dan getirdiğim var. Arkadaşlarım İngiltere'den getirdi. Bir başkası Brezilya'dan getirdi ama bunlarda bizim için yeterli değil. Çevremizdeki ülkelerden Yunanistan, Mısır, Ukrayna, İtalya, Fransa gibi ülkelerden de almak için çabalıyoruz. Eğer bu ülkelerden savaş gemileri getirebilirsek, arkadaşlarımız o zaman nefes alabilecek. Bizim zaten Çin, Hindistan, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelerle rekabet şansımız yok. Onlar da bize endeksli olarak fiyatlarını düşürüyorlar. Büyük gemiler zaten o bölgelere gidiyor. Bizlere sadece, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden gemilere getirebiliyoruz dedi.
Önümüzdeki yılın sonunda ya da 2016 yılının başlarında devreye girecek olan Honkong konvansiyonu ile durumlarının düzeleceğini anlatan Adem Şimşek, Türkiye'ye Ab ülkelerinden gelen heyetlerle görüştük. Buralara gelip incelemelerde bulundular. Eğer bu şartlar uygulamaya konulursa o zaman Ab üyesi ülkelerin bayrağını taşıyan gemilerin Türkiye'de sökülmeleri zorunluluk olacak. O zaman bizlerde önemli ekonomik kazanç sağlayabileceğiz. Ülkemiz ve işçilerimiz adına da. Bunun için ek maliyetler geliyor tabi ama bizlere bunu karşılayacak güçteyiz. Bunun için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bizlere gemilerini satmak istemeyen Avrupalı armatörler, gemilerdeki, Ab ülkesi bayrağını bir başka ülkenin bayrağına çevirmek kolay olduğu için yine diğer ülkelere gemilerini satabilirler. Bunun için de yine bizlerin görüşmelerini devam ediyor. Bunun yanı sıra geçen yıllarda Arap ülkelerinden de önemli rakamlarda gemiler getirdik. Bu bölgedeki karışıklıklardan dolayı, armatörlere ya korkup satmıyorlar yada gemilerini ellerinde bekletiyorlar. Olayın yatışmasıyla birlikte bu bölgelerdeki gemileri de yine ülkemize getirmeye çalışacağız. Çünkü orada şu anda satılmayı bekleyen 80 geminin var olduğunu biliyoruz dedi.
JİLET OLDUKLARI EFSANE
Gemilerin jilet değil, inşaat sektöründe kullanılan demirlere dönüştüğünü ama o sözün bir efsane olduğunu da dile getiren Adem Şimşek, uyguladıkları sıkı denetimlerle denizin ve çevrenin kesinlikle kirlenmediğini, her üç ayda bir denizden alınan numuneleri de, resmi kurumların takip ettiğini söyledi. Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Atık Yönetim merkezi Sorumlusu Ersin Çeviker ise, işçi sağlığı ve güvenliği için önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Çeviker, Tesislerimizde. Her zaman bir doktor, hemşire, ambulans hazır bekliyor. Her şirketin iş sağlığı uzmanları var. Eğitim çalışmaları yapıyoruz. Bunun sonucunda faydalarını görüyoruz. Sıkıntımız yok. Müfettişler denetlemelerde bulunuyor ama şimdiye kadar bir ceza gelmedi. Ayrıca gemilere döngü içerisinde bir takım kontroller yapılıyor. Liman başkanlığı, kıyı sağlığı ekipleri, gümrük müdürlüğü, kendi kontrollerimizi en başta asbest olmak üzere tehlikeli maddelerini nerede olduğunu markalıyoruz. Ardından uzman ekipler, gemi içerisinden onları alıp paketleyip, özel alanlara kaldırıyor. İkinci faaliyet olarak, yangının önüne geçmek için gaz kontrolü yapılıyor. Üçüncü olarak radrasyon kontrolü var. İşçi sadece saçla karşı karşıya kalır söküm sırasında. Bütün yanıcı parlayıcı maddeler alınır. Bunları alırsanız yangın riskini alırsınız dedi.
Petkim Limanlar bölgesindeki gemi söküm tesislerinde elde edilen hurda demir kamyonlarla hemen yakındaki hurda işleyen altı Demir Çelik fabrikasına taşınıyor. Buradaki dev Demir Çelik fabrikaları ham madde bulmakta zorlandıkları için yurdışından gemilerle hurda demir ithal ediyor. Kamyonlar 24 saat boyunca gemilerden hurda demir taşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.